Evlilikte 2 yılı devirmek
"Evli misin?"
"Ne kadar oldu?"
Sorularına ilk zamanlardan bu zamanlara kadar "yeni evliyim" cevabını veren, acaba bir ben miyim?
Bu bir açıdan güzel bir açıdan da pek tanımlayamadığım bir şey.
Birincisi demek ki kendimi iki yılı devirmemize rağmen hala yeni evli gibi hissediyor olmam. Bu güzel kısmı.
İkincisi demek ki yaş almaktan yani yaşlanma korkularım evlenince,çok yıllık evli olma gibi bir korkuyu da beraberinde getirdi.Tanımlayamadığım kısmı da bu işte.
Aman neyse buraları geçelim klasik Zehra halleri işte. Yeni tanıştığım insanlar yaşımı duyduklarında hiç göstermediğimi falan söylemelerine rağmen bu tuhaf korkuyu içimde neden tutuyorum bende pek anlamıyorum:)
Evli olmak keyifli bir şey gün geçtikçe de daha farklı keyiflerle sürüyor.
Daha az sorumluluklu bir hayat kendini geniş ve kilolu sorumluluklara bırakıyor.
Eşinin ailesiyle arayı kıvamında tutabilmek deveye hendek atlatmakla eş değer olabiliyor.
Evde işler genellikle hiç bitmiyor.
Her halde birinci yılın sonunda başlayan "çocuk?" soruları ve muhabbetleri yaş haddine erene kadar "...inci çocuk?" sorularıyla devam ediyor.
Evin eksikleri hiç bitmiyor.
Hafta sonları gez gez bitmiyor.
Öyle kolay kolay para birikmiyor.
Taşınmak ev kurmaktan çok daha zor olabiliyor.
Arkadaşların çocukları oldukça manevi baskılar çoğalabiliyor.
Düğünler yavaş yavaş bitiyor.
Annenin her sözü gün geçtikçe daha değerli oluyor.
Tartışmalar olsa da yataklar ayrılmıyor.
Gelinler genelde hep sandalyede oturuyor.
Her akşam evde kavuşma heyecanı hiç bitmiyor.
"Kültür farkı" denilen mesele en iyi evlilikte anlaşılıyor.
Akşam çaylarını doldurmak için iş bölümü yapılıyor.
Misafirlere ev terliği vermeye hala alışılamıyor.
Sadece senin moralin bozulamıyor, bu iki kişilik bir moral bozukluğu oluveriyor.
Süslü sofralar sadece misafirlere kurulmuyor.
Tv karşısında uyuklamasından endişe edilebiliyor.
Gelinler bazen hizmetkar sanılabiliyor.
Eş için çiğ tavuk yenebiliyor.
Bulaşık makinesi doldurmak değil de boşaltmak işkence olabiliyor.
Çay makinesi hep çalışıyor.
Hayaller iki kişilikken çok kişilik hale gelebiliyor.
Tartışmalar hep üçüncü kişiler yüzünden çıkıyor.
Günler hiper hızlı geçiyor.
Sevgi rulo gibi sarılıyor.
(Yazılacak şey çok aklıma geldikçe uzatırım. Bunu her yıl yazıp karşılaştırmak lazım di mi:)
Sevil, Neşelen
Kış günleri çok güzel
Daha çokça yılları devirip yeni evli hissetmek dileğiyle /herkes için/
Aman neyse buraları geçelim klasik Zehra halleri işte. Yeni tanıştığım insanlar yaşımı duyduklarında hiç göstermediğimi falan söylemelerine rağmen bu tuhaf korkuyu içimde neden tutuyorum bende pek anlamıyorum:)
Evli olmak keyifli bir şey gün geçtikçe de daha farklı keyiflerle sürüyor.
Daha az sorumluluklu bir hayat kendini geniş ve kilolu sorumluluklara bırakıyor.
Eşinin ailesiyle arayı kıvamında tutabilmek deveye hendek atlatmakla eş değer olabiliyor.
Evde işler genellikle hiç bitmiyor.
Her halde birinci yılın sonunda başlayan "çocuk?" soruları ve muhabbetleri yaş haddine erene kadar "...inci çocuk?" sorularıyla devam ediyor.
Evin eksikleri hiç bitmiyor.
Hafta sonları gez gez bitmiyor.
Öyle kolay kolay para birikmiyor.
Taşınmak ev kurmaktan çok daha zor olabiliyor.
Arkadaşların çocukları oldukça manevi baskılar çoğalabiliyor.
Düğünler yavaş yavaş bitiyor.
Annenin her sözü gün geçtikçe daha değerli oluyor.
Tartışmalar olsa da yataklar ayrılmıyor.
Gelinler genelde hep sandalyede oturuyor.
Her akşam evde kavuşma heyecanı hiç bitmiyor.
"Kültür farkı" denilen mesele en iyi evlilikte anlaşılıyor.
Akşam çaylarını doldurmak için iş bölümü yapılıyor.
Misafirlere ev terliği vermeye hala alışılamıyor.
Sadece senin moralin bozulamıyor, bu iki kişilik bir moral bozukluğu oluveriyor.
Süslü sofralar sadece misafirlere kurulmuyor.
Tv karşısında uyuklamasından endişe edilebiliyor.
Gelinler bazen hizmetkar sanılabiliyor.
Eş için çiğ tavuk yenebiliyor.
Bulaşık makinesi doldurmak değil de boşaltmak işkence olabiliyor.
Çay makinesi hep çalışıyor.
Hayaller iki kişilikken çok kişilik hale gelebiliyor.
Tartışmalar hep üçüncü kişiler yüzünden çıkıyor.
Günler hiper hızlı geçiyor.
Sevgi rulo gibi sarılıyor.
(Yazılacak şey çok aklıma geldikçe uzatırım. Bunu her yıl yazıp karşılaştırmak lazım di mi:)
Sevil, Neşelen
Kış günleri çok güzel
Daha çokça yılları devirip yeni evli hissetmek dileğiyle /herkes için/
Zehra Görgülü Ölmez
Yorumlar